Bu çalışma, 2020 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Diller ve Kültürlerarası Çeviribilim Doktora Programında tamamladığım “Kadın Yazınında Anlamın İzini Süren Çevirmen/Okurun Metinlerarasılık Serüveni: Buket Uzuner Ve Ece Temelkuran” başlıklı doktora tezinden türetilmiş bir kitaptır. Çevirinin kültürel ve ideolojik unsurlardan etkilenen ve onları etkileyen bir eylem olarak ele alındığı çeviribilim ile toplumsal cinsiyet konusunun buluştuğu bu kitapta, zengin bir metinlerarası ilişkiler ağı içerisinde yer alan ve feminist kurama göre eril dilin dönüştürüldüğü bir metinlerarasılık olan kadın yazınının çevirisi incelenmekte, kaynak ve erek metinlerde kadın yazını izleri sürülmektedir.
Kitapta öncelikle feminist kuramcıların görüşleri temel alınarak kadın yazınının özellikleri üzerinde durulmakta, daha sonra, bir karnaval özelliği taşıyan kadın yazınının metinlerarası ilişkiler ağında nasıl kurgulandığı ele alınmaktadır. Bu aşamada, kadın yazınının palimpsestvari yapısının yanı sıra, kadın ve doğa ile bağlantılı olarak ekofeminist kuram ile aynı noktada buluşan Şamanizm’in metinlerarası ilişkiler yoluyla kadın yazınını nasıl güçlendirdiği incelenmekte ve kaynak metin yazarının şamancıl yolculuğuna dikkat çekilmektedir. Son olarak da Antoine Berman’ın “farklılaştırıcı eğilimler” kategorilerinden yararlanılarak, kaynak metin ile erek metin, kadın yazını çerçevesinde kıyaslanmakta ve farklı evrenler arasında uzun bir şamancıl yolculuğa çıkması beklenen çevirmenin metinlerarasılık macerası izlenmektedir. Çalışma için zengin metinlerarası ilişkiler ve kadın yazını unsurları taşıyan iki roman ve bunların İngilizce çevirileri seçilmiştir.
Toplumsal cinsiyet sorununun çeviriye yansımalarını ele almakta olan bu kitap, dil ile beslenen dengesiz güç ilişkilerini tersine çevirme konusunda iletişim uzmanı çevirmenlere çağrıda bulunarak hem çeviribilime hem de toplumsal hayata katkı sağlama ümidiyle çıkılmış bir yolculuktur. Siz değerli okurların keyif almasını ve faydalanmasını umduğum bu yolculuk, çevremdeki çok değerli insanlar olmasa gerçekleşemezdi.
Bu çalışmanın her aşamasında değerli bilgi ve deneyimlerini benimle paylaşan, bu zorlu ama zevkli süreçte fikirleriyle bana rehber olurken aynı zamanda güler yüzü ve yansıttığı pozitif enerjiyle manevi desteğini de esirgemeyen çok değerli doktora tezi danışmanım ve kıymetli hocam Prof. Dr. Füsun Ataseven’e yürekten teşekkür ederim.
Bu çalışma sürecinde değerli görüş ve önerilerini benimle paylaşan ve doktora dersleri sırasında ufuk açıcı anlatımlarıyla bizleri aydınlatan, enerjisiyle bize enerji katan çok değerli hocam Prof. Dr. Emine Bogenç Demirel’e teşekkürü borç bilirim. Ayrıca Doç. Dr. Zeynep Oral Alp’e ve paylaştıkları bilgiler ve kazandırdıkları bakış açıları ile beni zenginleştiren çok kıymetli hocalarım Prof. Dr. Ayşe Banu Karadağ, Doç. Dr. Lale Özcan ve Prof. Dr. Sündüz Öztürk Kasar’a da şükranlarımı sunmak isterim.
Çeviri dünyasıyla tanışmama vesile olan edebiyat ajanı can arkadaşım Nermin Mollaoğlu’nun da hakkı ödenemez.
Son olarak ev ve iş sorumlulukları ile birlikte yürütmeye çalıştığım bu zorlu dönemde hayatımın her evresinde olduğu gibi hep arkamda olan sevgili anne ve babama, iyi ve kötü günde hep yanımda duran ve güçlü sağduyusuyla bana da güç katan sevgili eşim Yalçın Atay’a ve hayatımın anlamı sevgili oğlum Cenk Atay’a ne kadar teşekkür etsem azdır.