Naim Kandemir, “Bir Çocuğun Saf lığıyla” adlı kitabında
Samsun’dan başlayıp metropole uzanan, oradan da ülkenin
toplumsal mücadelesine açılan hayat yolculuğundan kesitler
anlatırken, “büyümeye”direnerek çocuk kalabilmek ve bunun
için mücadele etmek üzerine kurulu bir anlatıyla çıkıyor
okurun karşısına. Kitabı okuduğunuzda, asıl mücadelenin
politik / toplumsal olandan önce, çocukluk mücadelesi; yani
çıkara, iktidara ve sömürüye bulaşmamak, çocukluk dünyasını
korumak için verilen mücadele olduğunu anlıyorsunuz. Bu
mücadeleyi kaybedip çocukluğunu yitirenlerin, ne kadar
“devrimci”, “kahraman” ve “önemli” kişiler sayılsalar da,
aslında sahici olmadıklarını, karşı oldukları her şeyi kendi
kişisel hayatlarında yaşattıklarını ve sonunda onlarla
benzeştiklerini…
Naim Kandemir, bizzat hayatın içinden süzülen ve
yaşanmışlıklara dair öykülerinde başka bir yaşamdan
bahsediyor; emek üzerine kurulu, başta kendisiyle mücadele
edip kendisini değiştirmeyi öngören, büyüklenmeyi cahillik,
büyümeyi kirlilik, insanlardan bir insan olmayı güzellik sayan,
mücadelenin kendisi olmuş bir yaşamdan… Çocukluk insanın
ana yurdudur. Ve tüm mücadeleler, öncelikle bu anayurdu
kazanmak için verilmelidir. Naim Kandemir, bir çocuğun saflığıyla
yaşayabilmek için yeniden başlamaya davet ediyor.