İnsanlığın varoluşundan bu yana birileri kendi hegemonyasını kurmak, insanları ya da toplumu kendi istediği doğrultusunda yönlendirmek için farklı yollar denemiştir. Bireysel ya da devlet olarak karşı tarafta oluşturulmak istenilen davranışa kaba kuvvet kullanılabilirken algı yönetimi ile de karşı tarafa etki edilebilir. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı adlı eserinde de geçtiği üzere algı yönetimi ile var olanı yok, yok olanı var gibi göstermek; güçlü olan taraflarını güçsüz ya da güçsüz olan taraflarını güçlü gibi göstermek mümkündür, bu bağlamda algı yönetme sanatına bir nevi sahtecilik diyebiliriz. Geçmişten günümüze kadar sahteciliğin gerçekleşebilmesi için çok farklı yollar, yöntemler denenmiş ve her geçen gün çağın getirdiği yeniliklere, teknolojinin sunduğu fırsatlara bağlı olarak yeni araçlar, yeni geliştirilen programlar ile sahtecilik oldukça üst düzeylere taşınmıştır. 

Görsel, işitsel ya da yazınsal olarak sunulan veriler ile oluşturulmaya çalışılan algı yönetiminde görsel materyallerin hedef kitle üzerinde etkisi genel olarak diğer verilerden çok daha fazla olmaktadır. Görmek inanmaktır ya da gözümle görmeden inanmam deyimleri de görsel verilerin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. 

Bu çalışmada fotomontaj ile başlayan sahte görüntülerin yapay zeka ile desteklenerek gelişimi ele alınıp içinde bulunduğumuz dijital çağın tehdidi olarak görülen deepfake’e (derin sahtelik) karşı farkındalık oluşturmak ve profesyonel bir şekilde üretilen ikincil gerçekler ile yanlış yönlendirilme ihtimallerini en asgari düzeye indirmektir. Sahte olanın gerçek; gerçek olanın sahte olarak yansıtılmasına karşın “bilinçli farkındalık” oluşturabilmek adına literatür taramalarından elde edilen veriler güncel örnekler ile desteklenecektir.