İzmirli İsmail Hakkı'nın Fıkıh Tarihi isimli kitabı izmirli'nin medresede okutulmak üzere Osmanlı Türkçesi ile Kaleme aldığı fıkıh tarihi alanında ilklerden sayılan bir eseridir biz bu eserin günümüz Türkçesine sadeleştirerek ve içerisinde geçen kişi ve kavramları dipnotlarda açıklayarak ilim aleminin hizmetine sunmayı uygun gördük.
İzmirli İsmail Hakkı'nın Fıkıh Tarihi isimli kitabı, İslam hukukunun tarihî seyrini konu edinmek amacıyla kaleme alınmış bir eserdir. Kitabı muhtevası açısından incelediğimizde çağdaş fıkıh tarihi ya da İslam hukuku tarihi eserleri baz alınarak İzmirlinin Fıkıh Tarihi isimli eserinin tam bir fıkıh tarihi eseri olmadığını söylememiz mümkündür. İzmirlinin Fıkıh Tarihi eserinin içeriğini şöyle özetleyebiliriz:
Kitabın ilk bölümlerinde, İslam fıkhının tanımı, konusu, aşamaları ve kaynakları gibi temel kavramlar ele alınır. Daha sonra, fıkıh tarihindeki önemli dönemler ve bu dönemlerin sıralanması incelenir. Bu bölümün amacı, İslam'ın ilk dönemlerinden başlayarak fıkhın nasıl şekillendiğini ve geliştiğini adım adım izlemektir.
Kitaba göre fıkıh tarihinin birinci evresi, Hazreti Peygamber dönemini içerir ve bu dönemde Kur'an'ın hukûkî düzenlemeleri, sünnetin rolü, ibadetler, ev düzeni, miras düzeni, muamelat düzeni, ceza düzeni ve daha birçok konu ele alınır. Bu bölümlerde, İslam'ın erken dönemlerindeki hukûkî yapı ve uygulamalar detaylı bir şekilde incelenmeye çalışılır. Yine kitabın bu bölümünde Hz. peygamber döneminde devlet başkanlığı, kadılık, müftülük ve içtihat konusu derinlemesine ele alınır. Fakat bilhassa içtihat konusunda sadece Hz. peygamberin ve döneminde yaşayan sahabilerin içtihatları ve içtihat anlayışları aktarılmaz, içtihat ile ilgili sonraki dönem usul kitaplarında yer alan tartışmalara da temas edilir.
Kitaba göre ikinci dönem Dört Halife dönemidir. Eserin bu kısmında Kur'an'ın toplanması, çoğaltılması, sünnetin rolü, amel, icma, içtihat ve kıyas, din ve fıkhı yayan alimler ve fıkhın temel kaynağı olan hadislerin aktarılmasında rol alan hadis ravileri gibi konular incelenir. Bu dönem, İslam toplumunun ilk dönemlerindeki hukûkî uygulamaların nasıl şekillendiğini ve geliştiğini anlamak için kritik bir öneme sahiptir.
Kitabın bu bölümünün devamında, fıkhi ihtilaflar ve bunların sebepleri incelenir. Kitap ve sünnetin açıklamasının Arapça olması, hadislerin zapt edilme yöntemleri gibi konular, fıkhi ihtilafların nasıl ortaya çıktığını ve nasıl çözümlendiğini gibi metodik tartışmalar gündeme getirilir. Kitap söz konusu başlıklar altında örnekler verilerek tamamlanır.
Aslına bakılırsa kitabın Fıkıh Tarihi ismini taşımasına rağmen sadece Hz. peygamber dönemi ve dört halife dönemini anlatmakla bitmesi, kitabın tamamlanmamış olduğu gibi bir izlenim elde edilmesine neden olmaktadır. Kitap tam bir fıkıh tarihi olmamasına rağmen, bilhassa fıkıh ilmi konusuna ilgi duyanların, mutlaka bilmesi gereken temel bilgileri aktarması açısından çok faydalıdır. Elbette fıkıh tarihinin dört halife sonrası sahabe dönemi, onlardan sonra gelen tâbiun dönemi, müctehid imamlar dönemi ve sonraki dönemlerin de aktarılması gerekir.
İzmirli’nin bu kitabının neden burada bittiği konusunda herhangi bir kaynakta bilgiye rastlayamadık. Çok yoğun bir iş ortamında bulunan İzmirli’nin kitabı buraya kadar yazmış olması geri kalan kısmını da yazma niyetinde olmakla ancak buna fırsat bulamamış olduğunu düşündürmektedir.