登入選單
返回Google圖書搜尋
ENDONEZYA MÜTALAÂALARI 4
註釋

     Endonezya Mütalâları 4. cildini çıkardık. Iwan Fals ve Endonez insanının karakteri  bizi çok etkiledi. Çelişkiler hem de yaman çelişkiler  ülkesi  Endonezya anaerkil öz ve iklime dayalı ulusal karakter ile ataerkil İslâm çelişkisinin yanısıra yüzlerce ırk ve lisan ile adeta bir mozayik gibi. Endonezya İslâm düşüncesi de sanki bir  “İslâm müzesi” geziyorsunuz gibi aradığınız her İslâmi çerçeveden bir numune bulabileceğiniz  bulabileceğiniz çeşniler ülkesidir. Ahmediyesinden Vehhabisine veya  Sünni ve Şii İslâm düşüncesinden senkretik din zihniyetine kadar hepsinin bir arada sünni bir inanışın ağırlık bastığı bir havada birlikte yaşamaya çalıştığı en büyük İslâm ülkesidir. 

      Amerikalı, Japon ve İngilizleri takdir ettik. 60 yıl Endonezya ve Fas çalışan Amerikalı Cliffort Geertz (1926- 2006) 40 yıl Endonezya çalışan Japon Aiko Kurasawa (1946) hanım ve 50 yıl sadece Endonezce çalışan İngiliz Hywel Coleman [1]ve diğerleri. Biz ise sadece palavra ve mübalağa içinde yaşamaya devam ediyoruz. Bu arada Kuran Kursu açmak ve kendilerine köle yetiştirmek suretiyle vatansız İslâm arazilerinde var güçleriyle çalışarak menakıp üretmeye meraklı olanları da unutmamalıyız. Bir dram öyküsü ürettiklerini kaç yüzyıl sonra öğreneceklerini merak ediyoruz. 

     “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz”   “İlmi Çin’de bile olsa alınız”  buyuran bir dehanın ümmeti olmak bir ayrıcalık olmalıydı. Ama 2018 Temmuz ayında anladık idrak ettikki durum böyle görünmüyor. Çıplak elle taharet yaptıktan sonra aynı elle yemek yemeyi “sünnet” dairesi içinde görenlerin kafasındaki “sünnet” kavramını yeniden ele alıp irdelemek gerekiyor. Hijyen, sağlık gibi kavramların Hazreti Muhammed’in birincil önceliği olduğunu öğrendiklerinde sorun çözülecek. İslâm dünyasının üçte birini gördükten sonra iyice anladım ve idrak ettimki sadece şu elle taharet konusunu çözmeleri durumunda müslümanlar birkaç asır ilerleyecekler 21. asra doğru hareket edeceklerdir.  Yoksa “ulema” felaketini izlemeye devam edeceğiz.

      Endonezya çalışmak; koyun derisinde posteki saymaya benziyor. 10 seneye yaklaşan çalışmalarımız sonucunda bu fikre ulaştık. Karanlık bir odada toplu iğne aramak gibi bir şey. Çok geniş ve adeta dünya müzesi gibi her olay ve olgudan bir örnek bulabileceğiniz  yeryüzünün en büyük İslâm ülkesidir. 

       Avrupa’nın gerçek yüzünü görmek için Endonezya’nın 350 yıllık sömürü, kemiri, ırz düşmanlığı (olguyu tek sözcükle izah etmek için “sökedüş” ifadesini türettik) tarihini bilmek gerekir. Hem bilmek hem de bizim nerelerde eksiğimiz olduğunu, nerelerde hata yaptığımızı öğretecek altın örneklerle doludur. Endonezya tarihi, yaşam düşüncesi, ülke örgütlenmesi, din zihniyeti. Maalesef 10. yılını sürdüğümüz şu günlerde ülkemizde böyle bir hareket ve nefeslenme, heves ve iştiyak göremedik.

           Yazdığımız eserlerin ülkemizin ve milletimizin özellikle idarecilerinin ileride böyle bir akılcı yola girmelerine neden olmasını Allah’tan diliyor ve dua ediyorum.

Ali Osman Muş                             

 28.07.2018, 05.58; Fevzi Çakmak, İlkadım, Samsun


[1] http://www.hywelcoleman.com/index.php/business