登入選單
返回Google圖書搜尋
Kader Soruları
註釋

Kur’ân-ı Kerîm’de, “O her şeyi bilendir” ayetini nasıl anlıyoruz?


Önü ve sonu olmayan, evvel ve âhir olan Allah’ın ilminin de evveli ve âhiri yoktur. O’nun her şeyi


bilmesi, O’nun bilgisine göre evrenin/ kâinatın düzenli olarak çalışmasına “Kader” diyoruz.


Rabbimiz buyurur: “Âlemlere uyarıcı olması için kuluna Furkân’ı parça parça indiren (Allah'ın şânı)


ne yücedir! Göklerin ve yerin otoritesi yalnızca O’na aittir; çocuk edinmemiştir; otoritede ortağı


yoktur; (O) her şeyi yaratmış ve belirli bir ölçüye kavuşturmuştur.” (Furkân sûresi, 25/1-2)


Bu dünyada neyi nasıl yapacağımızı Allah ezelî ilmiyle biliyor, çağlara göre gönderdiği


Rasûlleri/elçilerine indirdiği kitaplarla, neyi, nasıl kulluk yapacaklarını bildirmiş, ama Kaderde


yazılanları bildirmemiş. Allah celle celâluhû bildirmeyince, Elçileri de o konuyu kurcalamamışlar;


kurcalamaya çalışanları da uyarmışlar.


Biz, bizi yaratanın emrettiklerini yerine getirmekle, yasakladıklarından kaçınmakla emrolunduk.


Bunları yaparken, iyi yaptığımızın sonu kötü gelse de, kötü zannettiğimizin sonu iyi gelse de biz, bizi


Yaratanın bize verdiği akıl, beden, bilgi, servet, şöhret, makam… gibi güçlerimizden sorumluyuz.


Aklımızın kabul etmekte zorlandığı konularda kusuru kendimizde arayacağız, Allah celle celâluhû


sorumlu tutmaya kalkmayacağız. Allah’a “Niçin yaptın, nasıl yaptın…” diye sorulamaz.


Dokunulmazlığı olan yalnız ve yalnız Allah’tır.